Prostatit Nedir?
Prostatit kelime anlamı olarak prostat bezinin inflamasyonu olsa da geleneksel olarak üriner sistem semptomları, enflamasyon, prostat kökenli ağrı ve etiyopatogenezi tam olarak anlaşılamayan klinik tabloyu ifade etmek için kullanılmaktadır. Tüm yaş gruplarında %8-14 oranında saptanan prostatitler 50 yaş altında en sık, 50 yaş üzerinde ise benign prostat hiperplazisi (BPH) ve prostat kanseri sonrası üçüncü sıklıkta tanı konulan üriner sistem hastalığıdır.
Prostatit klinikte sık karılaılan durumlardandır. Hastalar ilk olarak idrar analizi, idrar kültürü, sitoloji ve üroflovmetri ile incelenmelidir. Bakteri gösterilemezse dört kap testi ile lokalizasyon çalışması yapılmalıdır. Kronik pelvik ağrı sendromu (Kategori III) hastalarının kronik hastalar olduğunu unutmamak gereklidir. Bu hastalarda hastalığın yaşam kalitesi üzerine etkisinin myokard enfarktüsü veya Crohn hastalıı gibi kronik hastalıklarla benzerlik gösterdiği bilinmelidir. Hastaların yarısında majör depresyon kriterleri de bulunmaktadır. Geleneksel tedavi yöntemlerine cevap vermeyen olgularda psikolojik danışma hizmetleri ve algoloji bilim dalları ile ortak yaklaşımlar akılda tutulmalıdır.
Kategori I. Akut Bakteriyel Prostatit
Birden yükselen ate, titreme, bel ve perineal arı, irritatif üriner semptomlar, üriner retansiyon, artralji ve kas ağrısı ile karakterizedir. Rektal muyenede prostat hassas, sıcak, endüre ve serttir. Abse olumusa fluktuasyon alınabilir. Gram negatif bakterilerin oluturduğu septik tablo da geliebilir. Tedavide parenteral, tercihan ikili antibiyotik ve hidrasyon esastır. Atesiz geçen 48 saatten sonra tedavi uygun oral ajanla 4 haftaya tamamlanmalıdır. Üriner retansiyon varsa en akıllıca seçim suprapubik sistostomi ile drenajdır. Abse varlıında iğne veya daha iyisi perineal insizyonla drenaj gerekecektir.
Kategori II. Kronik Bakteriyel Prostatit
Akut prostatit etkeni olabilen bakterilerin oluturduğu akut olmayan prostat enfeksiyonudur. İrritatif ve obstrüktif üriner belirtilerle seyredebilir. Prostatik masaj ile alınan kültürlerde üreme görülecektir. Septik tablo, muayenede duyarlılık yoktur. Tedavide esas, prostatik sıvıya en fazla geçen antibiyotikler ile alışılmış sürelerden daha uzun (3 aya kadar çıkabilir) antibakteriyel ajan verilmesidir. Bunlar içinde trimetoprim-sulfametoksazol, sadece trimetoprim, indanil karbenisilin, doksisiklin ve kinolon grubu antibiyotikler sayılabilir. Bunun yanında prostatik masaj yardımcı olabilir. Çok semptomatik hastalarda cerrahi de bir seçenek olabilir.
Kategori III. Kronik Pelvik Ağrı Sendromu
Kategori IIIA (Kronik Nonbakteriyel Prostatit) ve Kategori IIIB (prostadynia) prostatit arasında belirti olarak çok ayırdedici özellik yoktur. Bu hastalarda perineye, suprapubik bölgeye, penise, testislere, kasığa ve sırta vuran ağrı belirgindir. Ejakulasyon öncesinde veya sonrasında ağrı olabilir. irritatif ve obstrüktif işeme semptomları çoğu hastada mevcuttur. Sayılan bu belirtiler hastanın yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Rektal muayenede, bazı hastalarda görülebilen prostat ve paraprostatik dokulardaki hassasiyet dışında anormal bir bulgu yoktur. Bu iki alt kategori arasındaki fark prostatik masaj sonrasında alınan örneklerdeki inflamatuvar hücre sayısıdır. Bu grup hastalarda en çok suçlanan ajanlardan biri de Chlamidya trachomatistir. Kategori IIIA tedavisinde uzun süreli antibiyotik tedavisi, alfa blokör ajanlar, antiinflamatuvarlar ,fitoterapi, cerrahi ve en son seçenek olarak da mikrodalga ısı tedavisi uygulanabilir. Kategori IIIB tedavisinde ise analjezik-antiinflamatuvarlar, alfa blokör ajanlar, fiziksel tedavi, cerrahi ve psikolojik destek yer alır.
Kategori IV. Asemptomatik İnflamatuvar Prostatit
Bu kategoride belirti yoktur. Tanı, prostatizm, prostatik spesifik antijen (PSA) yüksekliği veya infertilite nedeniyle bavuran hastaların prostatik masajla alınan örneklerinde, semende veya prostat biopsilerinde inflamasyona ait bulgular olmasıyla konur. Bu hastalarda semptomatik tedaviye gerek yoktur.
Tanı
Kronik prostatit tanısı semptomatiktir. Üç aylık genitoüriner ağrı öyküsü ile idrarda sık sıkışma hissi ve işemede zorlanma belirtileri vardır. Testis, penis, kasık, suprapubik bölge, bel ve cinsel boşalma esnasında ağrı görülebilmesine karşın esas olarak genital, anal ve derin pelvik bölgede ağrı hissedilir.
sık idrara gitme, gece çok idrara kalkma, acil işeme hissi ve idrar yanması gibi iyi huylu prostat büyümesinde (BPH) görülen şikayetler görülür. İdrar yaparken yanma kronik prostatitte daha fazladır.
Hastalığın tanısında ilk basamak detaylı bir öykünün alınmasıdır. Yakınmaların değerlendirilmesi ile çoğu kez tanıyı koymak mümkün olabilmektedir. Prostatın rektal (makat) yoldan parmakla muayene edilmesi ile çok değerli bilgiler elde etmek mümkündür.
Bu muayene geçici bir süre rahatsızlık hissi verebilmekle birlikte, son derece basit ve zararsız bir yöntemdir.
Genellikle bu aşamada prostatit tanısını koymak mümkün olabilmektedir. Bazı özel durumlarda rektal yolla prostat masajı yapmak ve idrar yolundan gelen sıvının tetkiki gerekebilir. Ayrıca bu masaj öncesi ve sonrasında ayrı ayrı idrar örnekleri alınarak da tetkik yapılması söz konusu olabilir.
Bakteriyel lokalizasyon için laboratuvar tanısı altın standart olan dört kap testine dayanır.
Prostat muayenesi ağrılı mıdır?
Hayır, oldukça basit ve ağrısız bir işlemdir.
Prostatit prostat kanserine yol açar mı?
Kesin olmamakla birlikte olabilir, 40 yaştan sonra prostatit ve kanser aynı anda bulunabilir. En önemli nokta özellikle ailesel riski olan kişilerde prostatit tespit edilmesi halinde Total PSA ve Serbest PSA testleri ile yakın takip edilmeleri gereklidir.
Prostatit cinsel temas ile eşime geçer mi?
Hayır. Prostatit cinsel temas ile bulaşan bir hastalık değildir. Ancak hastalığın akut tipinde idrar yolu (Üretra) enfeksiyonu da (Üretrit) prostatite eşlik ediyorsa, bu durumda eşinize bulaşma söz konusu olabilir. Bu durumda doktorunuz sizi uyaracaktır.
Prostatit nasıl tedavi edilir?
Prostatit tedavisinde son dönemlerde yapılan çalışmalar sonucunda ortaya konulan 4 temel tedavi prensibinin uygulanması önerilmektedir :
1. İltihabın tedavisi
2. İdrar zorluğunun giderilmesi
3. Spazmın giderilmesi
4. Stresin giderilmesi
1. Antibiyotik tedavisi
İltihaba bağlı prostatitlerde uzun süreli antibiyotik tedavisi uygulanır. Hasta kısa süreli antibiyotik tedavisinden ilk zamanlarda fayda görür ancak yakınmaları antibiyotiğin kesilmesi ile yeniden başlar. Bu nedenle akut ya da kronik mikrobik prostatitte antibiyotik tedavisinin 4-6 hafta devam ettirilmesi önem taşır.
2. Alfa reseptör blokörleri
Prostatın yol açtığı tıkanıklıkta prostat bezi yapısında yoğun olarak bulunan düz kas hücrelerinin de rol oynadığı bilinmektedir. Bu ilaçların etkisi bu düz kas hücreleri üzerine olmaktadır. Etkilerinin kısa sürede ortaya çıkması ve kullanıldığı sure içerisinde faydalı olduklarından antibiyotik tedavisinin yanında gerekli görülen hallerde kullanılabilir. Genellikle 3-6 ay sure ile kullanılması önerilir. Günümüzde en çok kullanılan 4 farklı grup ilaç bulunmaktadır. Etkinlikleri farklı değildir. Bu ilaçların yan etkileri (Baş dönmesi, meni miktarında azalma, halsizlik vb ) farklıdır. Hastaya en uygun tedaviye bu yan etkiler göz önünde bulundurularak karar verilir.
3. Spazmın giderilmesi
Özellikle kronik prostatitli hastalarda hastaların genital bölgeye uygulanan sıcaktan fayda gördükleri bilinmektedir. Genital sıcak uygulaması amacı ile sıcak oturma banyosu ya da sıcak termofor uygulamaları, muhtemelen pelvik bölge kaslarında da gevşeme yaratarak etkili olmaktadır. Bu uygulamaya rağmen yakınmaları düzelmeyen hastalarda uygulanabilecek diğer bir alternatif yöntem Manyetik Pelvik Taban Stimülasyonu (ExMI) Tedavisidir. Bu tedavi daha çok idrar kaçırma yakınması olan hastaların tedavisinde kullanılmaktaysa da özellikle kronik prostati olan, antibiyotik tedavisi ve alfa reseptör blokeri kullanmasına rağmen tedaviden fayda görmeyen hastalarda spazmı etkili bir şekilde ortadan kaldıran çok etkili bir tedavi yöntemidir.
4. Stresin giderilmesi
Mekanizması tam olarak bilinmemekle birlikte, özellikle kronik prostatitin kişinin hayatında yaşadığı stresli olaylar karşısında alevlendiği gözlemlenmektedir. Bu nedenle hastanın psikolojik desteğe de ihtiyacı olmaktadır. Özellikle Kronik Pelvik Ağrı Sendromunda tedavi bazen mümkün olmamakta, bu durumda yaşam kalitesinin arttırılmaya çalışılması ve şikayetlere yönelik tedaviler uygulanmaktadır. Bu hastalarda hastaya özellikle yakınmaların artmasına neden olabilecek faktörlerden korunma ile ilgili bilgi verilmektedir.
Prostat iltihabı olan hastalar nelere dikkat etmelidirler?
Prostatit tedavisinden bir süre sonra aynı yakınmalar görülebilir mi?
Evet görülebilir. Özellikle kronik non-bakteriyel prostatitte tüm tedavi yöntemleri ve koruyucu tedbirlere rağmen hastalık iklimsel değişimlerde, bazen de kişinin stresli dönemlerinde ortaya çıkabilir.
Anahtar Kelimeler
prostat iltihabı, prostatit, kronik pelvik, prostat enfeksiyonu, prostatit tedavisi, prostat, prostat kanseri, ürolog, üroloji, ürolojik, teşhis, tanı, tedavi